İçeriğe geç

İLK UZUN YOLCULUK: 2004 BMW 325Ci

Leyla ismini verdiğim 1994 BMW 320i Coupe otomobilimle ilgili en büyük pişmanlığım, onunla tamamen keyif amaçlı bir uzun yol sürüşüne çıkmamış olmamdır. Akdeniz sahillerine doğru sürmeyi planladıysam da otomobil kendisini bir özel koleksiyonda bulmuştu. Neyse, bu başka bir hikayenin konusu. Nitekim aynı hataya ikinci kez düşmemek için bir plan yaptım ve 2004 BMW 325Ci otomobilimle yola çıktım.

İlkin Instagram hesabım (@issterzi) üzerinden paylaştığım bu sürüş hikayesinin tüm bölümlerini aşağıda okuyabilirsiniz.

ismail terzi e46-1

130.6 km

İstanbul’dan uzaklaşmak için ya çok erken davranmalı, ya da doya doya uyuyup ortalığın durulmasını beklemeli. Sabahın altısına kurduğum alarm çaldığında tek düşündüğüm şey telefonumu nasıl susturabileceğim oldu. Ben dört tekerlekli şekerliğimle, güneşli bir sonbahar gününde sürüş yapmak için dahi o saatte yataktan çıkmayı beceremezken, bu insanlar her sabah güneşle birlikte uyanmayı nasıl beceriyorlar bilmiyorum.

Gözlerimi tekrar açtığımda saat sekizi geçiyordu. Kalkıp bavulumu hazırladım, Maslak Shell’den yakıt aldım, yağ seviyesini kontrol ettim, lastik basınçlarını ayarladım derken vakit epey ilerledi de trafik yüzü görmeden İstanbul’dan çıkmayı başardım.

Şu an Çorlu ile Tekirdağ arasında bir benzin istasyonunda sodamı yudumlayıp otomobili izlerken, iki günlük yol hikayemle ilgili ilk gönderimi yazıyorum. Şu ana kadar her şey yolunda gitti. Bu arada E46 BMW 3 Serisi’nin ne yaman bir ‘cruiser’ olduğunu anlamam için ilk 100 km fazlasıyla yeterli oldu. Uzun yol sürüşündeki konfor ve rafinelik düzeyi beklentimin çok üzerinde. Ortalama hız: 90 küsur. Ortalama yakıt tüketimi: 6.7 lt/100 km.

Bugün Eceabat’tan feribotla karşıya geçip, Çanakkale Boğazı’nın çevresinde sürüş yolları arayacağım. Önümüzdeki 36 saat boyunca gözünüz buralarda olsun.

ismail terzi e46-2

247.3 km

Bu “hoppala paşam, malkara keşan” muhabbetinin Malkara ve Keşan arasındaki berbat yoldan geldiğine eminim. Devasa bir alternatif akım grafiğinin asfalt parçacıklarıyla yola dönüştürülmüş hali gibi… Dahası, ortalama yakıt sarfiyatını kollayarak çıktığım tepelerin ardından, inişin en dibinde yarım yamalak saklanmış beyaz renkli sivil polis otosunun iticiliği Volkan Konak’ta yok. İnişte kompresyona giren sıralı altı silindirli motorun sıfır yakıt tüketimiyle iyi hissetmek dururken, fren disklerinde israf edilen enerjinin kime ne faydası var!

Sessiz sakin bir köyde kısa bir mola verdim. Bir an önce karşıya geçip Ezine taraflarını kolaçan etmek istiyorum.

Bu arada Keşan’dan sonra yol harikulade oldu. Tempolu ve akıcı biçimde ilerliyorum.

ismail terzi e46-3

Gelibolu ile Eceabat arasındaki yirmi kilometrelik bölüm çok hızlı virajlardan oluşuyor. Bu yolu daha evvel birkaç kez geçme şansı bulmuştum. Solunuzda deniz, sağınızda yeşil yamaçlar boyunca kıvrılarak ilerliyorsunuz. Buradaki son sürüşümde zemin oldukça temizdi fakat şu an hem genişletme çalışmaları hem de sanıyorum kış yüzünden biraz bozulmuş. Yine de burada olmak harika.

Feribota tahminimce 15-20 km yolum kaldı. Esasında yarımadanın en özel yolları Kilitbahir Feribot İskelesi ile Çanakkale Şehitleri Anıtı arasında kalıyor fakat bu kısmı daha önce deneyimlediğim için yarına bırakmaya karar verdim. Söylentilere göre, diğer tarafta, Ezine çevresinde aynı kalitede sürüş rotaları varmış.

Göreceğiz…

ismail terzi e46-4

403.5 km

Keşif turları için yeterince zamanım kalmadı. İki feribot arasındaki yolu Çanakkale’nin merkezindeki tuhaf trafik yüzünden yaklaşık bir saatte alabildiğim için 19:00’daki son feribotu riske atmak istemedim.

Zararı yok. Yarın yeterince vaktim olacaktır diye inanıyorum. 12:00’daki feribotla geri dönüp Kaz Dağları civarında sürüş yapmayı planlıyorum. Şu an feribotun bankında oturmuş, fotoğraftaki manzarayı izlerken, bugün neler öğrendiğimi birlikte hatırlayalım istiyorum;

E46 325Ci beklediğimden az tüketiyor. Son kilometrelerde biraz gazladığım için ortalama tüketim 7.0 lt/100 km’ye yükselse de deponun yarısından fazlası dolu.

2: Şehirler arası yollarda çeken radyolar gerçek birer felaket. “Mış mış mış da miş miş miş” diyen bir kızın şarkısını üç kez dinledim. Neyse ki CD değiştiricinin altı sürgüsünü de müzikle doldurmayı akıl etmişim.

3: Farkında olmadan, uzun yola çıkmak için yılın en güzel zamanlarından birini seçmişim. Klimayı kullanmama gerek kalmadan, sadece havalandırma ile 400 km yol aldım. Fırsatınız varsa önümüzdeki birkaç haftayı değerlendirin derim.

Adada görüşürüz!

ismail terzi e46-5

435.8 km

Bozcaada ilginç bir yer. Buranın yazını görmediğim için yorum yapamam ancak ada şu an öyle sessiz ve huzurlu ki Emre Aydın’ı bile depresyondan çıkarabilir.

Dün akşam adanın çok da ucuz sayılmayacak restoranlarından birinde (yemekler genel olarak her yerde pahalı) hepsi birbirinden leziz deniz ürünleri yedim ve sessizliğin en dibinde güzel bir uyku çektim. Sabah 10 gibi, kaldığım oteli işleten beyin tavsiyesi üzerine, civardaki koylar boyunca bir ‘loop’ çizerek başladığım yere geri döndüm.

Bu rota çok uzun olmasa da bazı bölümleri sürüş açısından gayet doyurucu. Tırman, tırman, tırman. Sertçe inişe geç. V formlu keskin dönüşler yap. Tırman tırman tırman… Bazı virajların Karussel’i andıran kayda değer kamber açıları çok keyifliydi. Yine de sıcak asfalt daimi tercihimdir. Ortalama tüketim şu an 7.4 litre/100 km. Düşünün, 400 km gibi uzun bir yolun ortalaması 20 km içinde tepetaklak olabiliyor. Anlayacağınız, büyük motorla ekonomi yapmak istiyorsanız 2000-2500 d/d’de sabit hızla sürmeniz gerekiyor.

Şu an feribotun hareket etmesini bekliyorum. İndiğimde, zaman kaybetmeden güneye doğru ineceğim.

ismail terzi e46-6

563.7 km.

Feribottan indikten sonra Ezine’ye civardaki köy yolları üzerinden bağlanmayı denediysem de 10 km gittikten sonra geri dönüp ‘normal insan yolları’na çıktım. Otomobille keyfetmek, otomobili virajlarda zorlamak ayrıdır; hiç lüzumu yokken çukurlu yollardan geçmek ayrı… Otomobilime bunu ikincisini yapmak istemedim.

İzmir-Çanakkale yolunun Nusratlı bölümü Edremit sahil yoluna bağlanıyor. Bu kısımdaki 30-35 km’lik bölüm Akdeniz sahil yoluna benzese de her iki yönde de trafik olduğu için pek tat vermedi.

Binbir radarlı Edremit sahil yolunu hız sabitleyicinin yardımıyla geride bıraktıktan sonra kuzeye, Çan’a doğru saptım. Şu an bu bölümün yaklaşık 20 km’lik kısmını geride bıraktım. Köy TV spotları gibi mesajımı direkt vereyim;

Harikulade bir rota.
Kaz Dağları’nın arasından kıvrıla kıvrıla ilerliyor.
Neredeyse bomboş.
Yamaçlarda ürkütücü rüzgar sesleri…
Güneş ışıl ışıl.
Arada bir yağmur çiseliyor.
Hava mis.
Daha da güzeli, navigasyonun söylediği kadarıyla, Çana’a kadar yaklaşık 60 km yolum var. Umarım bu çizgiyi hiç bozmaz.

ismail terzi e46-7

639.3 km

Orgazm kitabı: Sigara kullanmadığım için, Kaz Dağları geçidinin son 35 km’sinin keyfini ve yorgunluğunu çayırlarda birkaç kelime okuyarak geçirmek istiyorum.

Bir yerde telefon çekimden çıktığı için aniden bastıran yağmuru paylaşamadım sizinle. Zemin bir anda ıslanınca, inişteki U virajlardan birinde spin attım. Doğrusu gurur duymadığım, ürkütücü bir deneyimdi.

Çanakkale’ye yaklaşık 60 km yolum kaldı. Eceabat’a ulaşıp Feribot’la karşıya geçeceğim. Açıkçası Gelibolu tarafına geçip geçmeme konusunda kararsızım çünkü epey yoruldum.

Yaşadığımı hissediyorum. Otomobilden güzel müzikler yükseliyor. Başımın altında çantam, Vasconcelos’un zıpır karakterleri gibi keyif yapıyorum yeşilin içinde. Hayat bazen o kadar da kötü sayılmaz.

ismail terzi e46-8

739.8 km.

Dönüş yoluna geçtim. Şu an en büyük sıkıntım Pringles kutusunda parmaklarımla erişemeyeceğim kadar derine inmiş olmam…

Bu arada, adaptif farlar karanlık virajlarda işimi epey kolaylaştırıyor. 

ismail terzi e46-9

1032.5 km


Tadı damağımda kaldı
!


Dahası, incelediğim ve duyduğum kadarıyla Kaz Dağları bölgesinde birkaç farklı geçit daha varmış. Artık sonraki sürüşlere… Kış lastikli ve dört tekerlekten çekişli bir otomobille, Ocak soğuğunda çok daha keyifli olabilecek bir
rota.


Önümüzdeki ayın sürüş kaçamağı
nda görüşmek üzere.

SON

5 replies »

  1. Aylar sonra giripte instagramdakileri buraya kopyalaman bile mutlu etmeye yetti 😀

  2. İsmail bey yazınızı büyük bir zevkle okudum.Keşke gitmişken nusratlının oradaki Küçükkuyuya bir uğrasaydınız.

  3. Eğer bir yerlerde tüm zamanların en iyi 10 arabası diye bir liste varsa bu kesinlikle her defasında listeye girer. Sadece BMW açısından değil, otomotiv tarihi açısından mihenk taşı bir araba. Alman dehası, İtalyan ipeksiliği, İngiliz şakacılığı, Amerikan vurdumduymazlığı, Türk misafirperverliği ve dahası bu arabanın kanında var. O açıdan bu arabayı salt BMW olarak değil, sadece Almanlara ait bir ürün değil, insanlığa ait bir değer olarak görüyorum. Saygılar.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

INSTAGRAM

Yeni otomobil.
Münih’te bir pazar sabahı.
James Bond’un düşmanlarını kovalar gibi geçen ve bin kilometreyi aşan sürüşün ardından, eve dönme zamanı.
İsviçre’de bir dağ geçidi.
Eskişehir ile Afyonkarahisar arasında bir yer.
Kariyerimin en yoğun eğitim yılının son performansı: Yeni BMW 7 Serisi ve BMW Lüks Yaklaşımı Eğitimi.
“Kalkan-Kaş yolu kelimenin tam manasıyla bir klasik. Nasıl desem, Cide-İnebolu yolunun denize tepeden bakan uzlaşmaz karakterine kıyasla bu bölümün denize dostça, sürücüye ise sıcakkanlı bir mizaçla yaklaştığını söyleyebilirim. Burası muhteşem yamaçlarla Akdeniz’in arasına işlenmiş bir küçük koridorda, harika zemini ve çoğu açık görüşlü virajıyla tastamam bir klasik sürüş rotası. Müziğe ara veriyor ve sürüş keyfinin özünü oluşturan özgürlük duygusu tüm duyularımı uyarana dek hızlanıyorum. Birbirini izleyen onlarca virajın apeks noktasında Akdeniz’in alaca zeminini görerek yol almak ne büyük bahtiyarlık.”
Süper modelleri kıskandıracak kıvrımlarıyla orman yollarına, kışın kapanıp bahara kadar açılmayan dağ geçitlerine, başka hayatların akışını film gibi oynatan uzun yolculuğun bilinmezliğine, kısaca otomobille yolda olmaya düşkünlüğümü biliyorsunuz. Bunun yerini neyle doldurabilirim bilmiyorum.
“Bu otomobili bir kullanmanı isterim. Çok talep görüyor ve merak ediliyor. Senin kelimelerinle anlatılıp ifade edilmeye değer bir spor otomobil ve bence sadece kâğıt üzerindeki verilerle yorumlanabilecek bir model değil’ diyor BMW M yöneticisi arkadaşım @berkaydemircioglu Böylece ülkemize ilk gelen BMW M240i xDrive’ın anahtarını teslim alıyorum. Çıkmaya hazırlanırken Berkay arkamdan seslenip bir yakıt anahtarı uzatıyor: “Çok ihtiyacın olacak.”
Kanıtlandı: Yeşil gövde renkli BMW M3’ler daha hızlı gidiyor. #makegreengreatagain #bmw #m3
BMW 3 Serisi’nin altmış senelik evrimi. #bmw #3series
Almanlıktan aldığım tadı hiçbir şeyden alamadım.

Bu blogu takip etmek ve yeni gönderilerle ilgili bildirimleri e-postayla almak için e-posta adresinizi girin.

%d blogcu bunu beğendi: