Audi’nin BMW X1 ve Range Rover Evoque’a verdiği cevapla tanışın! Q serisinin üçüncü ve en minik üyesi Q3, crossover sınıfında hatasız ve sade iç mekanıyla, iyi çalışan motoru ve güvenilir aktarma sistemiyle kendine yer arıyor. İki gün boyunca test ettiğim minik 4×4’ün detayları aşağıda;
TASARIM
Audi A3’le aynı rakamı paylaştığı için yanılmayın; Q3 pek çok açıdan geçenlerde kullandığım A1‘in büyümüş hali gibi hissettiriyor. Ön tarafta, krom çerçeveli devasa Walter De Silva ızgarası ve led aydınlatmalar dikkati ilk çeken noktalar. Ön tampondan başlayıp kaput boyunca devam eden ütü çizgisi ve ön farın köşesinden başlayıp kapı kolları üzerinden arkaya dek uzanan omuz çizgisi, otomobilin kaslı duruşunu pekiştiriyor. Tampon altları ve çamurluk çıtalarında kullanılan plastik malzemeler ise hayatının %99’unu asfalt üzerinde geçirecek bir otomobilin SUV görünümüne katkıda bulunurken, arka taraftaki çift egzoz çıkışı, led aydınlatmalar, göze çok hoş gelen yatık D sütunu, spoyler ve alüminyum tavan çıtaları “Biz buradayız!” diye el sallıyor.
İçeride şaşırtıcı bir durum yok! Malzeme ve montaj kalitesi neredeyse kusursuz. Diğer Audi’lerde olduğu gibi Q3’te de sade ve kaliteli bir kabinle karşılaştım. MMI isimli multimedya sistemi, BMW’nin iDrive’ına oranla çok daha rahat kullanılıyor ve ses kalitesi oldukça iyi. Klima kontrol tuşları biraz daha kullanışlı olabilirdi. Bunların haricinde kapı içleri, torpido üstü ve vites kolunun etrafına bezenmiş desenli alüminyum malzemeler ve kapı kollarını, ön konsolu ve bardak tutucuları aydınlatan ambiyans ışıkları çok hoş görünüyor. Bu iki detayın tek kötü yanı gece sürüşlerinde içeriyi biraz fazla “janjanlı” hale getirmesi. Alüminyum kaplamalar hadi neyse fakat ambiyans ışıkları bariz göz alıyor. Neyse ki MMI sisteminden kolayca kapatabilmek mümkün.
Koltuklar konsolla birlikte yüksek konumlandırıldığı için zaman zaman SUV kullanıyormuş gibi hissetmeniz mümkün. Kumaş koltuklar rahat fakat daha fazla yanal destek gerek. Arka tarafta ortalama 3 yetişkin için yeterli alan var fakat uzun yolculuklarda birbirlerini çimdikleyebilirler. Bu yüzden otomobili şehir içinde 5, uzun yolda 4 kişilik olarak düşünebilirsiniz. Arka tarafta yeterli diz mesafesi olsa da kısıtlı baş mesafesi, 1.90’ın üzerindeki yolculara sıkıntı verebilir. 460 litrelik bagaj hacmi ise oldukça yeterli.
177 beygirlik 2 litre dizel motorun ara hızlanmaları, otomobilin 1600 kiloluk ağırlığına rağmen 380 nm’lik tork değeri ve quattro sayesinde çok canlı. DSG şanzıman zaten kendini kanıtladı; artık uzun uzun konuşmuyoruz 7 ileri çift kavramalıyı… Yola çıktığınızda otomobilin canlı karakteri iyi hissettiriyor fakat süspansiyonlar fazla sarsıntılı ve elektrik destekli direksiyonun hissi neredeyse sıfır. “Çevir ve dönsün; dönerse senindir…” felsefesinin en koyu savunucularından biri bu direksiyon olmalı. Virajlarda ise bu kütleden beklenmeyecek kadar iyi bir otomobil buldum. Q3, yola sümüklü böcek gibi yapışıyor ve gövdesi hem frenajda hem virajlarda sportif bir hatch kadar stabil hissettiriyor. Eğlence ise biraz uzaklarda…
Tüketim? Start&Stop sisteminin standart sunulduğu otomobil, şehir içinde 9 litre civarında tüketiyor. Q3’ün motoruyla ve tüketimiyle ilgili bir sorun yok fakat ÖTV öyle bir koyuyor ki; otomobilin yakıt tüketiminden çok 130 binlik anahtar teslim fiyatını düşünüyorsunuz. Neyse ki aynı durumdan rakipler de muzdarip yoksa yüksek ÖTV dilimi Q3’ün canını yakabilirdi.
Otomobilin çok hoşuma giden bir başka özelliği de park asistanı idi. Sistem basitçe şöyle çalışıyor: Sistemin konsolda bulunan tuşuna basıyorsunuz ve park edeceğiniz tarafa sinyal vererek ilerliyorsunuz. Otomobil, gövdesini sığdırabileceği bir boşluk saptadığında sizi uyarıyor ve geri vitese takıp sadece gaza ve frene müdahale ederek gerisini Q3’e bırakıyorsunuz. Bu hadisenin vidyosunu buradan izleyebilirsiniz.
SONUÇ
Bu sınıfın otomobilleri ayrı ayrı kitlelere hitap ediyor: Evoque genç ve alımlı otomobillere meraklı müşterilere göz kırparken; X1, dinamik ve eğlenceli otomobil meraklılarını hedef alıyor. Q3’ün yeri ise ayrı; o kaliteli ve sade iç-dış tasarımın yanında premium imaja önem veren; “ağır” bir otomobil arayan müşterileri bekliyor. Başka bir testte görüşmek üzere!
bu aracı 2. el olarak almayı düşünüyorum. ben asıl 4×4 özelliğini merak ediyorum.yani karda kışta benim işimi görür mü? tercih olarak kuga da 2011 kuga da düşündüm ama tabi bu daha kaliteli mutlaka. ne dersin abi?