“Üçüncü vitesin dibine doğru yaklaşırken, tek silindirli bir motosiklette olduğu gibi, bütün bedenim titreşimlerle sarsılıyor. İncelikli, uyarıcı ve kafa yapan titreşimlerle… Kalbimin devreden çıktığını ve damarlarıma kan pompalama görevini 2.3 litrelik dört silindirli makinenin devraldığını hissediyorum. Olay hızla yol almak yahut kırmızı çizginin sınırlarını zorlamak değil… Bütün mesele M3’ün bana dönüşmesi, benimse M3’e dönüşmem…
Bu kelimeler karmakarışık bir matris halinde beynimde dökülürken, virajın yaklaştığını fark ediyorum. Sağ topuğum gaz pedalına okkalı bir fırça darbesi indirdiği anda, Vin Diesel’i kıskandıracak bir havayla, dogleg şanzımanın aynı hat üzerindeki üçüncü ve ikinci oranları arasında elektrik hızıyla geçiş yapıyorum.
Elektrik doğru kelime… M3’ün her bir detayı, sinir hücrelerimin kafasını karıştıracak türden bir elektrik üretiyor. Koltuklar, vites topuzu, pedallar, direksiyon… Bütün mesele M3’ün bana dönüşmesi, benimse M3’e dönüşmem…
Zaman yavaşlıyor ve sağ topuğum gaz pedalını usulca rahat bırakırken, sol ayağım debriyajdan uzaklaşmaya başlıyor. Merhaba apeks merhaba!”
Fotoğraflar: Alp Emre Göksel (@alpgoksel)