İçeriğe geç

FORD B-MAX 1.5 TDCi

DSC02358

Küçük otomobil gezegenimizde, tıpkı alfabede olduğu gibi, tavan taşıyıcı sütunlar önden başlamak üzere A,B,C şeklinde ilerler. Tam da bu şekilde.

Ford, inovatif yanını ön plana çıkararak, güzel Fiesta‘sını birazcık elden geçirmiş ve B sütununu yok eden bir kapı sistemi tasarlamış.

Sonra da B sütunu olmayan bu şeyin adını B-Max koymuş. Olmayan sevgiliye şiir yazmak gibi.

Her neyse, B-Max’in kapıları açılınca şöyle bir manzara ortaya çıkıyor;

DSC02361

Bu sistemi ilk kez geçen yıl İstanbul Autoshow’da incelemiştim ve aklıma ilk olarak “Peki gövde burulması ne olacak?” sorusu gelmişti.

Cevabı bir yıl sonra öğreniyorum: Gövde, sınıf standartları dahilinde düşününce, burulmuyor.

Süspansiyonlar Fiesta’ya kıyasla daha yumuşak ayarlandığı için sürüşün ilk dakikalarında hissedeceğiniz esnekliği gövde burulması ise karıştırmayın. Bunu not etme ihtiyacı hissediyorum çünkü bu yanılgıya ben de kapıldım. Oysa ekstra yükselikten ve yumuşatılan süspansiyonlardan kaynaklı olarak biraz daha fazla esneme ortaya çıkıyor. Hepsi bu.

Gövde burulması bahsinin ötesinde, otomobilin yandan darbe alacağı istenmeyen durumlar için iki kapının birleşim noktasında yüksek mukavemetli çelik kullanılıyor.

Kısaca, ilk kez gördüğümüz bu gövde tipi dinamizm ve güvenlik anlamında herhangi bir Ford modelinden geride kalmıyor ki alkışlar tam olarak burada başlıyor.

İşini yapan, yumuşak karakterli ve sakin bir direksiyon. Esnek gövde. Fiesta kadar değilse de yeterince keyifli tutunma karakteri. Bir diğer not olarak B-Max’in Meriva ve Note ikilisinden daha keyifli olduğunu eklemeliyim ki Ford bu bakımdan sürüş keyfi geleneğini bozmuyor.

Test aracımın 1.5’lik dizel motorunu uzun uzun anlatmama gerek olduğunu sanmıyorum. Birazcık gürültülü ve titreşimli ama şehir içindeki 5-6 litrelik tüketimiyle eksik yanlarını unutturuyor.

DSC02379

Focus ve C-Max’in iç mekanları arasındaki bağıntı, Fiesta ve B-Max’in iç mekanlarında da geçerli. B-Max’in kabini Fiesta ile hemen hemen aynı: Yer yer can sıkıcı ucuz plastikler, konsoldaki tuş kalabalığı, düzgün sürüş pozisyonu ve Fiesta‘da çok daha ferah olan ortamı notlarıma eklemişim.

Cam tavan seçeneğinin sadece benzinli modellerde sunulduğunu da bilmelisiniz.

Arka kısımda bolca hacim mevcut. Gerek diz, gerek baş mesafesi ile Fiesta’dan çok daha ileride olan B-Max, bir binek otomobilden ziyade Doblo stili bir hafif ticari gibi hissettiriyor. Doblo stili demişken, kayar kapıya entegre edilen kol dayamanın kolunuzla aynı hizaya gelmeyeceğini ifade edeyim. İlk makyajda düzeltilecek bir detay olsa da majör bir sorun değil.

Bagaja, cüssesine göre iki, üç ceset sığacağını düşünüyorum. Yazının altındaki albümde bagajın fotolarını bulabilirsiniz.

DSC02383

Kullanışlı, ekonomik ve zekice tasarlanmış bir otomobil. Alıştıktan sonra kullanışlılığını sahiden arıyorsunuz.

Geliştirilmesi ve düzeltilmesi gereken ufak detayların dışında, bütün olarak ikna edici bir paket. Özellikle Fiesta’ya sığmakta zorlanan çocuklu aileler için anlamlı bir tercih olcaktır B-Max.

On üzerinden sekkiz!

4 replies »

  1. İsmail bey öncelikle merhabalar son araç testiniz b-max olduğu için bende buraya yaziyim dedim.. Mitsubishi asx’i inceleme gibi bir düşünceniz var mı acaba ? Sitede var ama makyajlanmadan önceki hali acaba 2013 model inceleme fırsatınız var mı ? Öyle bir düşünceniz varsa şimdiden bekliyor ve teşekkür ediyorum 🙂

  2. Anladım hazırlarlar inşallah ve sizde alırsınız teste 🙂 takipte olacağım umarım test edersiniz 🙂 özellikle 1.6 benzinli olanı 🙂

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

INSTAGRAM

Yeni otomobil.
Münih’te bir pazar sabahı.
James Bond’un düşmanlarını kovalar gibi geçen ve bin kilometreyi aşan sürüşün ardından, eve dönme zamanı.
İsviçre’de bir dağ geçidi.
Eskişehir ile Afyonkarahisar arasında bir yer.
Kariyerimin en yoğun eğitim yılının son performansı: Yeni BMW 7 Serisi ve BMW Lüks Yaklaşımı Eğitimi.
“Kalkan-Kaş yolu kelimenin tam manasıyla bir klasik. Nasıl desem, Cide-İnebolu yolunun denize tepeden bakan uzlaşmaz karakterine kıyasla bu bölümün denize dostça, sürücüye ise sıcakkanlı bir mizaçla yaklaştığını söyleyebilirim. Burası muhteşem yamaçlarla Akdeniz’in arasına işlenmiş bir küçük koridorda, harika zemini ve çoğu açık görüşlü virajıyla tastamam bir klasik sürüş rotası. Müziğe ara veriyor ve sürüş keyfinin özünü oluşturan özgürlük duygusu tüm duyularımı uyarana dek hızlanıyorum. Birbirini izleyen onlarca virajın apeks noktasında Akdeniz’in alaca zeminini görerek yol almak ne büyük bahtiyarlık.”
Süper modelleri kıskandıracak kıvrımlarıyla orman yollarına, kışın kapanıp bahara kadar açılmayan dağ geçitlerine, başka hayatların akışını film gibi oynatan uzun yolculuğun bilinmezliğine, kısaca otomobille yolda olmaya düşkünlüğümü biliyorsunuz. Bunun yerini neyle doldurabilirim bilmiyorum.
“Bu otomobili bir kullanmanı isterim. Çok talep görüyor ve merak ediliyor. Senin kelimelerinle anlatılıp ifade edilmeye değer bir spor otomobil ve bence sadece kâğıt üzerindeki verilerle yorumlanabilecek bir model değil’ diyor BMW M yöneticisi arkadaşım @berkaydemircioglu Böylece ülkemize ilk gelen BMW M240i xDrive’ın anahtarını teslim alıyorum. Çıkmaya hazırlanırken Berkay arkamdan seslenip bir yakıt anahtarı uzatıyor: “Çok ihtiyacın olacak.”
Kanıtlandı: Yeşil gövde renkli BMW M3’ler daha hızlı gidiyor. #makegreengreatagain #bmw #m3
BMW 3 Serisi’nin altmış senelik evrimi. #bmw #3series
Almanlıktan aldığım tadı hiçbir şeyden alamadım.

Bu blogu takip etmek ve yeni gönderilerle ilgili bildirimleri e-postayla almak için e-posta adresinizi girin.

%d blogcu bunu beğendi: